Google Seo Çalışması: 2021’de Mutlaka Bilmeniz Gereken En Önemli 14 SEO Trendi

Online rekabet büyümeye devam ederken ve yeni siteler kullanıma sunuldukça, içerik pazarlama (content marketing) stratejinizi yeniden düşünmenin ve SEO’ya yatırım yapmanın zamanı gelmiş olabilir.

Aramalarda görünebilmek için Web siteleri, Google gibi arama motorları tarafından belirlenen belirli gereksinimleri karşılamak zorunda ve bu, SEO stratejisinin çok önemli hale geldiği nokta olmakta.

Peki 2021 yılında ve kuvvetle muhtemel 2022 ve sonrasında da var olacak SEO trendleri neler?
Bu yazımda sizlerle günümüzdeki önemli 14 SEO trendi neler bunlardan bahsedeceğim. Bu kuralların fazlası var, eksiği yok.

Ücretli SEO danışmanlığı ya da seo uzmanlığı gibi hizmetleri bulmak, bu ajans ya da kişilerle çalışmak elbette akıllıca bir hamle olabilir ancak SEO hizmetleri çok ama çok rekabetçi bir alan ve istediğiniz bilgi sizi doyurmadan önce sizi hizmetine yönlendirmek isteyen çok fazla kişi olabiliyor.

Bu yüzden kime güveneceğini bilememeniz ve ilk önce kendi yapabileceklerinizi yapma gayretinde olmanız gayet normal.

Google aramalarda yükselme problemi

Yeni bir site sahibiyseniz, içeriklerinizin Google’ın üst sıralarında görünmemesinden şikayetçiyseniz ya da ya da üst sıralara çıkmak için çaba sarf ediyor ama bir SEO danışmanıyla hala çalışmıyorsanız, bu yazım size oldukça yararlı olacak. Google aramalarında yükselme sorunu yaşıyorsanız okumaya devam edin.

Umarım akıcı bir yazı yazıp sizi sayfada tutabilirim, ve yazımın bekleme süresi (Dwell time) bu yüzden yüksek olur. Bu konuya da kısa süre sonra değineceğiz. 🙂

SEO 90’larda ne kadar önemliydi?

Sevgili dostum,
1991 yılının Ağustos ayında dünyada kaç site vardı biliyor musun? Sadece 1.
1992 yılında? 10.
1993’te 130
1994’te 2738 site vardı.

Bu sayı 2000 yılıdan 2010 yılına kadar 17 milyondan 206 milyon siteye çıktı.

Bu sayı bile gözünü korkutmasın. 2000’li yılların başında herhangi bir konuyla ilgili 300 kelimelik bir makale yazınca bile Google’da aramalarda üstlere çıkabiliyordun.

Hatta bu kelime sayısını Keyword Stuffing (Anahtar kelime doldurma) yaparak artırıp en tepeye çıkıp oturabilmek kolay oluyordu. Başkasının içeriğini de çalıp kendi sitene yapıştırmak ‘çok’ sorun değildi.

Sonra Google daha da akıllandı ve günlerden bir gün, 2011 yılında, Panda algoritmasını yayınladı ve bir gecede milyonlarca site tepe taklak geldi.

Aslında o güne kadar sadece reklam tıklamalarını düşünüp ziyaretçiyi hiç düşünmeyen uyanık siteler tarihin tozlu sayfalarında kalıcı yerlerini alıp çöp haline gelirken, güzel içerik ürettiği halde hak ettiği yeri bulamayanlar birden tepelere çıktı.

Daha sonra yıllar geçti ve dünyada mevcut site sayısı milyonlara oradan da milyarlara ulaştı.

An itibariyle dünyada 1,891,426,000 (Bir milyar sekiz yüz doksan bir milyon dört yüz yirmi altı bin) site bulunmakta.

Bu kadar site ne demek?

Eskiden 300 kelimelik bir makaleyle resim bile koymadan üst sıralara çıkma ihtimaliniz vardı. Bugün bunun için çok, ama çok daha fazla kalite ve çaba gerekiyor.

Yazdığınız bir konuyu Google’da aradığınızda milyonlarca sonuçla karşılaşıyorsunuz. Neden sizinki ilk sıralarda yer almalı? Diğer binlerce sonuçtan farklı olarak ne sunuyorsunuz?

Ne yani, SEO bu kadar önemli mi? Yani onsuz olmaz mı?

Evet SEO bu kadar önemli ve hayır onsuz olmaz (duruma göre).

Örneğin Telegram’da, Pintest’te, Facebook’ta ya da benzer bir alanda halihazırda kalabalık bir takipçi gurubunuz var ve İçeriğinizi sadece onlar için üretiyorsunuz…

Ya da gizli bir grubunuz var ve belli kişilerin görebilmesi için bir paylaşalım yapıyorsunuz…

Ya da örneğin ofis sandalyeleri üreten bir işletmeniz var, kendi siteniz de var ama asıl olarak Hepsiburada, Amazon gibi dev ticaret sitelerinde satış yapıyorsunuz.

Bu durumda SEO çalışması sizin için çok önemli değil.

Zaten Hepsiburada gibi sitelerin özelliği budur. Sizin verdiğiniz komisyonun içinde onların satış pazarlama, reklam, SEO çalışmaları gibi her türlü hizmetlerine bu parayı ödemiş olursunuz. Siz sadece ürün listeler, gerisine karışmazsınız.

Ancak aksi halde, yani içeriğiniz geniş bir kitleye hitap ediyor ve organik olarak arama motorlarından ziyaretçi gelsin istiyorsanız, dünyanın en fazla kullanılan arama motoru olan GOOGLE sizin patronunuzdur, ve aslında internet = Google demektir diyebiliriz.

Yani arama motorlarının istediği kriterleri yerine getirmek zorundasınız.

Öyleyse 2021 için 13 SEO trendine dalalım.

1. Pek konuşulmayan ama en önemli maddelerden biri; Türk tipi ziyaretçi davranışları:

Google, sizin İçeriğinizi insanlara gösterme konusunda hemen çıkma oranı (Bounce Rate) değerlerine bakar. (hayati değildir)

Hemen çıkma oranı, tek sayfalık oturumların toplam oturum sayısına bölünmesi yoluyla hesaplanır veya sitenizde kullanıcıların tek bir sayfayı görüntülediği ve Analytics sunucusunda tek bir isteği tetiklediği tüm oturumların yüzdesidir.

Google

Bu şu demek; bir ziyaretçi sitenizde bulunan bir yazıya girdiğinde, ya da Youtube’ye yüklediğiniz bir videoyu izlediğinde sonraki hareketi ne oluyor? Buradan başka sayfalarınıza yönleniyor mu? Yoksa girip belli bir süreden sonra çıkıp gidiyor mu? Girer girmez bırakıp kaçıyor mu?

Yüksek bounce rate her zaman kötü değildir

Bounce rate’nin yüksek olması her zaman kötü olduğu anlamına gelmez. Sitenin türüne göre değişir. Örneğin blog siteniz var, bir yazı yazdınız, ziyaretçi bu yazıyı okudu ve siteyi terk etti. Bu kötü değildir.

Ancak, örneğin organik reçel sattığınız bir satış siteniz var ve ben de sitenizi Google’dan bulup ziyaret ettim.

Sizin benden beklentiniz (çoğu zaman) ana sayfanızdayken biraz zaman geçirmem, yani belli açıklamaları okuyup ikna olmam, sonra ürün sipariş sayfasına yönelmem, sonra ödeme sayfasına gidip alışverişi tamamlamam ve siteden ayrılmam.

Bunun dışında bir hareket olduğunda, yani ana sayfanıza girip oradan bırakıp gittiğimde, siz beni ikna edememiş, oluyorsunuz. Google’ın gözünde bu kötü bir itibar demek. Sizi ilk sayfadan alıp 50. sayfaya gönderebilir. Tabi bu bir seferde değil, belli bir ortalamadan sonra gerçekleşecek bir durum.

2. TO ve Dwell time / Bekleme süresi!

Dwell Time is the amount of time that a Google searcher spends on a page from the search results before returning back to the SERPs. Many SEO professionals consider Dwell Time an important Google ranking signal. For example, let’s say you search for “grain free cookies” in Google.

https://backlinko.com

İnsanlar son derece hızlı bilgiye ve İnternet bağlantılarına alıştıkça, web sitesi tıklama oranları (TO) ve kalış süresi (bir kişinin ayrılmadan önce bir web sayfasında geçirdiği süre olarak da bilinir) başarınız için çok daha da önemli olacak.

Bir çok SEO uzmanına göre bu çok daha önemli bir kavram olarak kabul ediliyor. Sitenizi ziyaret eden bir kullanıcı içeriğinizde çok fazla vakit harcamadan çıkıp gidiyorsa, bu Google tarafından kalitesiz içerik olarak algılanıyor.

Yani her iki metrik de büyük bir “web’de gezinme” memnuniyeti algısı gösterdikleri için önemlidir.

İşte bu Türk tipi ziyaretçi davranışları dediğim asıl nokta.

Batılı ülkelerde, diyelim ki Amerika, Almanya veya İngiltere olsun, okuma alışkanlığı yüksek bir topluma sahiptir. Kaliteli bir içerik insanları konuda tutmaya yeterken, bizim gibi toplumlarda okuma alışkanlık ve oranları oldukça az seyretmektedir.

Site içeriğiniz belli bir eğitim seviyesine hitap eden ve bu ziyaretçinin erişmesi ve sonuna kadar tüketmesi gereken bir içerikse, ne ala. Aksi halde, ortalama bir kullanıcıya içeriğinizi sonuna kadar erişmeye nasıl ikna edeceksiniz?

İçerik sahibi olarak bir ziyaretçiyi sitenizde nasıl tutacaksınız?

Kaliteli bir içerik her zaman yeterli olmayabilir. (Ama kaliteli içerik konusuna aşağıda ayrıca değineceğiz.)

Bu da bekleme süresini azaltıp Google botlarının gözünde sitenizi itibarsız hale getirecek bir durum olarak karşınıza çıkabilir. Lüzumsuz yere…

O zaman kaliteli içerik her zaman garanti olarak bize yetmeyeceği için kalitenin yanında ziyaretçiyi bir şekilde sayfada tutmayı başarabilmemiz gerekmekte.

Onedio, buzzfeed tarzı sitelerin yaptıkları her haberin yanında viral içerik de üretmeleri de bu noktada fayda sağlamakta.

Yani kaliteli bilgi vermenin ve kaliteli içeriğin yanında siteden kopuşu engelleyecek içerik sunmak.

Peki bunu engellemek için neler yapabilirsiniz?

Kullanıcıya vereceğiniz bilgiyi kaliteli bir şekilde vermenin dışında, sürükleyici, komik, heyecan uyandıran, ‘vay bee’ dedirtebilen bir içerik hazırlayabilecek kadar içeriğin kaleme alındığı dile hakim olmak, yüksek espri ve iletişim kabiliyetlerine sahip olmak, eğer bunlar yoksa bu özelliklere sahip olan makale yazarlarından bu içerikleri temin etmek (pahalıya mal olsa da) olabilir mi?

İpucu: İnternette makale yazıp sattığını iddia eden, abartmıyorum yüz insandan doksanı, son derece bayat, donuk, google translate çevirisi tadında biraz robot biraz editlenmiş tadında makaleler yazmakta. Bu makaleleri kimse okumaz, sadece ‘filler’ dedikleri, yani, yer tutucu, yani, dostlar alışverişte görsün makalesi olabilir. Pek fazla değeri yoktur.

Makale almak istediğiniz kişiyi bulduğunuzda ondan bir demo makale isteyin, muhtemelen en iyi işlerinden birini gönderecektir. Siz dahil bir kaç kişiye okutun. Sizi sürüklemeyi başarabiliyorsa, parasına acımadan bu kişiyle çalışın. Aksi halde paranıza yazık edersiniz.

3. Bol bol ayırıcı başlıklar kullanın

Örneğin Google’a ‘en vahşi köpek ırkları‘ ya da ‘en yaygın bitki hastalıkları’ diye bir sorguda bulundunuz.

Çıkan sonuçlardan birine daldınız ve başlıktan sonra sayfa içeriği yukarıdan aşağıya tek parça halinde soluksuz bir yazı. Muhtemelen gözünüz korkar ve çok fazla durmadan kaçar giderdiniz.

Diğer bir siteye girdiniz ve tüm köpek ırkları başlıklara ayrılmış ve ara ara özellikleriyle ilgili de farklı, ilgi çekici başlıklara yer verilmiş.

Yazı yukarıdan aşağıya çeşitli görsellerle zenginleştirilmiş ve aradığınız bilgiyi gözünüz kolayca ayırt edebiliyor.

Muhtemelen sitede çok daha fazla vakit geçirirdiniz. Çünkü bıkmadan okumaya devam ederdiniz.

Bu sayede Dwell time değerleriniz artar, ve Google da siteniz için ‘bu yazı oldukça kaliteli ve otorite bir yazı’ olarak düşünürdü. Bunun sonucunda da sıralamalarda teker teker yukarı tırmanışa geçerdiniz….

Sonuç olarak;

Birinci maddenin bağlantılı olduğu, yani ziyaretçiyi sayfaya bağlama, H1, H2 ve H3 başlık dağılımlarını iyi yapıp, konu aralarında bol bol ilgi çekici H3 başlıklar ilave etmek, ziyaretçiniz sayfayı terk etmeye hazırlandığında onu tekrar bağlayabilir.

4. Snippet’ler daha fazla organik tıklama sağlar

Google yapay zekası, öne çıkan snippet‘ler gibi kullanıcıya daha iyi bir arama deneyimi sağlamak için son yıllarda oldukça gelişti.

Öne Çıkan Snippet’ler genellikle, genellikle “Konum 0” olarak bilinen 1 numaralı organik sonuç üzerinde görünmekte. Yani çok değerli!

Bu özellikten yararlanabilmek için ve sitenizde daha fazla organik ziyaretçi çekebilmek için içeriğinizde hedef kitlenizin merak edebileceği sıkça sorulan sorulara net cevaplar vermelisiniz.

Öne Çıkan Snippet’ler, Google’ın kendi belirlediği kalite kriterlerine göre sıralanır ve en üste çıkar. Yani hangi siteyi snippetlerde göstereceğini Google botları karar verir. Siz üzerinize düşeni yaptıktan sonra yapacağınız bir şey yoktur.

Bu eğilimi asla hafife almayın, çünkü, Google tıklamalarının %54,68’i Arama motoru tıklamalarının yarısından fazlasını oluşturduklarını kanıtlayan öne çıkan snippet’lerden gelmekte.

Öne Çıkan Snippet’ler, içerik oluşturucular için harika bir fırsat. Çünkü daha fazlasını oluşturabilme olanağı sunmaktalar. Organik trafik sıralamasında birinci sırada olmasanız bile…

5. SEO’da başarı için influencer’lar ile çalışın

İnsanlar genellikle içerik aralarında beliren reklamlardan bunalmış durundadırlar (hele hele mobil uygulamalarda) ve güvenebilecekleri bilgileri ve gerçek kişilerin eleştirileri ararlar. Bu, geçtiğimiz yıllar içinde influencer pazarlamasında büyük bir artışa yol açtı.

İnsanların saygın ve bilinen bir kişiyle bir reklamdan çok daha fazla etkileşim kurma olasılığı daha yüksektir.

Dijital pazarlama uzmanları ve medya şirketleri, mükemmel sonuçlar ürettiği için influencer pazarlama yatırımlarını her geçen gün artırmakta.

Linqua’ya göre “işletmelerin %39’u 2018 için influencer pazarlama bütçelerini artırmış” ve online satıcıların %30’u influencer pazarlamasına 25.000 ila 50.000 ABD Doları arasında harcama yapmışlar.

İlk bakışta, bunun SEO anlamında ne ifade ettiğini merak edebilirsiniz.

Bir influencer ile çalışmak veya iş ortaklığı yapmak, içeriğinizin erişimini genişletmenize ve sitenize daha da fazla trafik çekmenize muazzam şekilde yardımcı olabilir.

Ayrıca bu şekilde bir ortaklıkla size çok sağlam doğal backlink inşaası sağlayabilirler. Bildiğiniz gibi, backlinkler Google’ın gözünde en önemli rank faktörlerinden birisidir.

İnfluencer’ın pazarlama stratejisini geliştirirken, ne tür içerik oluşturmalarını istediğinizi ve sitenize nasıl bağlanabileceklerini düşünün. Sektörünüz ve hedef kitlenizle ilgili influencer’lar ile ortak olmayı da unutmayın. Güçlü bir dijital varlığa sahip bir otorite figürüyseler, sağladıkları backlink altın değerinde olabilir.

Yani influencerlar ile reklam vermeye yatırım yaparsanız, bu yalnızca marka bilinirliğini ve olası satışları artırmakla kalmaz, aynı zamanda doğal sıralamayı da yükseltir.

6. Güvenli siteler hayati bir kural

Kullanıcı güvenliği, SEO ile pek ilgisi yok gibi duran bir başka kriter ama sitenin ziyaretçi deneyimi için çok önemli. Bir kullanıcı bir web sayfasını ziyaret ederken kendini güvende hissetmiyorsa, hızlı bir şekilde ayrılma olasılığı yüksektir.

Veya “Bu site güvenli değil” uyarısı görürlerse sayfalarına devam etmemeye karar verebilirler.

Sonuç olarak, yüksek hemen çıkma oranları bu sayfanın organik arama listesindeki konumunu yüksek ihtimalle etkileyecektir. Çünkü dışarıda aynı içeriğin muadilleri ‘güvenli site’ olarak beklemektedir.

Bu da ilginizi çekebilir: Joker Virüsü: Banka Hesaplarını Boşaltan Google Play’deki Bu 8 Uygulamayı Hemen Silin

Sitende için HTTPS protokolünü etkin olarak kullanmak çok önemlidir.

HTTPS, site kullanıcılarına şifreli ve kimliği doğrulanmış güvenli bir bağlantı sunmaya yarıyor. Google’a göre, HTTPS “saldırganların sitelerle kullanıcıların tarayıcıları arasındaki muhtemel iletişimi kesmeyi önlemeye yardımcı oluyor.”

Google, HTTPS kullananların SEO’da biraz artış yaşayabilmeleri için kullanıcılarına güvenli bir tarama deneyimi sunmak, virüslü ya da şüpheli hareketlerin olduğu siteleri mümkün olduğunca kullanıcılardan uzak tutmak ister.

Bu bir arama motoru için en büyük itibar meselesidir. Çünkü kullanıcı kolayca gidip başka bir arama motoruyla işini görebilir.

Bir web formu aracılığıyla sitenizdeki kullanıcılarınızdan kişisel bilgi toplamaya çalışıyorsanız, gizliliğinizi korumak sizin sorumluluğunuzdadır.

Kullanıcılarınızın, sayfada kalırken verilerinin korunmasını sağlamak son derece önemlidir.

Web’de hala birçok güvenlik açığı var, ancak her gün kendi sitenizde uygulanabilecek yeni güvenlik önlemleri var.

Https kullanımının yanında, sitenizi daima temiz tutmak, CDN kullanmak, DNS temelinde bir güvenlik protokolü kullanmanın yanında site içi güvenlik duvarı, antivirüs, reCAptcha gibi tedbirleri bulundurmak, sitenizin güvenliği ve itibarı için çok önemlidir.

Hele hele kullanıcılardan kredi kartı bilgisi istediğiniz bir satış siteniz varsa ve güvenlikle ilgili itibarınız bir kere zedelenmişse, işiniz bitti demektir. Satışlar birden sıfıra düşer ve bir daha da çok zor toparlayabilirsiniz.

7. Web sitenizi Google sesli aramalar için optimize edin

Akıllı telefonlar üretilmeden önce insanlar bilgisayarlarından arama motorlarına kelimeler ekleyerek arama yapıyorlardı. Anahtar kelimeler bu davranıştan doğmuştur ve bu durum hala geçerli ve gücünü korumakta.

Mobil cihazların her geçen gün artan kullanımıyla birlikte, sesli arama özelliği internet kullanıcıları arasında popüler bir trend haline gelmiş bulunmakta.

Bunun nasıl yapılacağını bilerek sitenizi optimize etmeniz, sesli aramalarda öne çıkmanıza yardımcı olabilir. Daha fazla organik trafik oluşturmak adına SEO stratejinizde bir konuşma aramasını anlar ve uygularsanız.

Sesli arama SEO’yu nasıl değiştirir?

Sesli arama, arama sorguları girmek yerine sesli soru sormayı içerdiğinden SEO üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Eskiden en önemli faktör olan, terimler, yani anahtar kelimeler artık daha fazla konuşma kalıpları haline gelmiş durumda.

Bununla birlikte, sesli aramaları kullanırken, arama motorunun kullanıcının şu anda aradığı alakalı bilgileri elde etmek için çok daha fazla çalışması gerekmekte, bu da kararsız ve kısa anahtar kelimelerin artık önemini ortadan kaldıran bir faktör.

Bu değişiklik, 2020 yılına kadar beklenenden daha fazla bir kullanıma sahip oldu. Tüm internet aramalarının %50’si sesle başlatılmaya başladı. Bu oran 2021’de daha da artarken, 2022 ve sonrasında ses tanıma zekası geliştikçe en yoğun kullanılan özellik haline gelebilir.

Bu nedenle içeriğinizin günümüz arama motorlarında öne çıkması için mutlaka bu yeni trende uyum sağlaması gerekmekte.

8. Mobil arayüz kalitesi sıralamanızı çok etkiler

Mobil sürümü olmayan bir site, -ki artık çok fazla yok -mobil web sayfaları 2022’de daha da popüler hale gelecek bir trend olduğu için önümüzdeki yıllarda kullanıcılarının çoğunu kaybedebilir.

Zaten mobil’de responsive olmayan bir site artık görünürde yok. Ancak mobil arayüz kullanım kolaylığı, ziyaretçiye sunduğu özellikler, site içi dolaşım kabiliyeti çok daha fazla ön plana çıkacak.

Arayüz’de sitenin renkleri, cazibesi, menü yerleşimi, kullanım kolaylığı, font boyutları oldukça önemli hale gelecek.

Mobilde en iyi font boyutu ne olmalı?

Font boyutunuzu 16px’ten daha aşağıya düşürmenin, gözü bozuk olan kaç ziyaretçiyi kaçıracağını hiç merak ettiniz mi? Font boyutunun optimum düzeyde, yani 18px olması, bu noktada hayati önem taşıyor.

Araştırmalar, her 5 tüketiciden 4’ünün mobil cihazlarını kullanarak arama motorlarında yerel arama yaptığını gösteriyor.

• Youtube izlemelerininin %70’i akıllı telefonlardan yapılmakta.
• Dünya çapında aramaların %88’i mobil cihazlardan yapılmakta.

Bir bilgisayardan daha fazla kişi akıllı telefonlarında arama yaptığından, sitenizin ürününüzle ilgilenen insanların çoğuna ulaşması için kaliteli bir mobil sürüme sahip olması önemlidir.

Rakiplerinize ayak uydurmak istiyorsanız sayfalarınız mobil cihazlar için optimize edilmelidir. Google mobil sayfa dizininde ne kadar yüksekte olursanız, sayfanızın o kadar belirgin olacağını unutmayın.

9. Bilgi Kaynağı Olarak Videolar

Sesli aramanın çok daha popüler hale gelmesi gibi, İnternet videosu da katlanarak artıyor. Google ve diğer kuruluşlar tarafından yapılan araştırmalar gösteriyor ki her 10 kişiden 6’sı televizyon yerine internetten video izlemeyi tercih ediyor. Birçok yönden, YouTube’un yeni TV haline geldiği görülüyor.

Bu rakam önümüzdeki yıllarda daha da artacak.

Günümüzde internet kullanıcıları, özellikle genç yaş gurupları, gerek akademik olsun gerek sadece eğlence maksatlı olsun, online videolardan edindikleri bilgiyi tercih etmekteler.

Bu nedenle, çoğu şirket için video içeriklerinin kullanılması daima ihtimaller dahilinde olmalıdır.

Kaliteli video, dinamik olması ve izleyicileri uyku moduna geçirmemesi durumunda birçok kullanıcıyı kendine çekebilir.

10. Yüksek Kaliteli Orijinal İçerik Her zamankinden Daha Önemli

Online reklamlar hala satışları artırmak için kullanılmakta. Ancak önümüzdeki yıllarda daha da maliyetli bir hale geldiklerini göreceğiz. Ne yazık ki, müşterilerin reklamlarınıza yanıt vereceğinin pek garantisi yok.

Toplam reklamın %91’i yatırım bir saniyeden daha kısa bir süre için görülür; Bu, 2017 yılında boşa harcanan dijital reklamlarda 38 milyar dolarlık bir harcamaya yol açmış.

Bu yüzden yüksek kaliteli içerik, SEO stratejilerinde etkili olabilmenin önemli bir unsurudur. Kullanıcılar alakalı, faydalı ve zamanında içerik ister ve Google’ın arama motorlarında daha yüksek bir sıralama ile ödüllendirme eğilimi de tam olarak budur. İnsanlar arama motorlarına sorular girdiğinde web sitelerinin bu sorulara cevap vermesi gerekmekte.

İçerik iyi araştırılmalı, gezinmeyi ve okumayı kolaylaştıran mantıksal bir yapı takip edilmelidir.

Kaliteli ve bilgilendirici makaleler, 2020 ve sonrasında bir sitenin popülaritesini artıracak tek içerik türüdür. Site ziyaretçileri, çok pahalı web sayfalarını veya blog makalelerini algılamakta ya da görmezden gelmekte emin olun oldukça hızlıdır. “

The Economist, “Okurlarının %71’inin, ‘satış konuşması’ gibi görünen içeriğin kullanıcılarını direk kaçırdığını söylüyor.”

İnsanların istediği, blog gönderileri, videolar, podcast’ler, infografikler vb.

İçeriğinizin orjinal olması kısmını hiç saymıyorum bile.

11. Kullanıcı deneyimi çok önemli

İçeriğiniz ne kadar iyi olursa olsun, web sayfanızın hızlı yüklenmemesi veya karmaşık bir kullanıcı arayüzüne sahip olması çok büyük bir sorun.

SEO dünyasında çok önemli bir faktör olan internet kullanıcılarının saniyeler içinde yüklenmediği takdirde bir web sayfasını terk ettiği gösterilmiştir. Aslında, sayfa yükleme süresinde her 1 saniyelik gecikme işletmeniz için büyük bir kayıpla sonuçlanabilmektedir. Bu yüzden kullandığınız sunucunun kalitesinden temanıza kadar bir çok nokta önemli.

Sayfa hızı arttığında, kullanıcı deneyimine de odaklanmalısınız.

Sayfa yönlendirmeleri mantıklı ve anlaşılması kolay olmalıdır. Kitlenizin bilmediği kelimeleri veya jargonu kullanmayın. Bir şeyin yaratıcı veya zeki olduğunu düşünseniz bile kendinizi izleyicinin yerine koymalısınız.

Ne demek istediğinizi bir saniye içinde anlamazlarsa web sitenizden çıkarlar ve SERP’e geri dönerler. Yüksek hemen çıkma oranları, arama sıralamalarınızı olumsuz etkiler.

Bu faktörler, sayfanızın bir arama motorunun en üst sıralarında olup olmadığı arasındaki farktır.

12. İçerik uzunluğu önemlidir

Yukarıda sizi yazıya bağlayabilmek için, 90’lı yıllarda kullanılan kelime sayısından bahsetmiştim. 300 kelimelik bir makaleyle o yıllarda ilk sıralara çıkmak kolay olabiliyordu. Site sayısının ve aynı konuyu işleyen sitelerin devasa rakamlara artmasıyla, bu kelime sayısına sahip siteler artık çöp oldu.

Peki kaç kelimelik bir makale yayınlamalıyız?

Yayınladığınız içeriklerin kalite seviyesinin nasıl yükseltilmesi gerektiğini zaten tartışmıştık ama boyutundan da bahsetmeliyiz. Daha uzun ve daha kaliteli içerik barındıran web sayfaları günümüzde genellikle daha fazla görünürlük kazanıyor.

Ama neden? Gerçek şu ki, İnternet kullanıcıları ihtiyaç duydukları tüm bilgileri güvenilir bir kaynaktan almayı tercih ediyor.

Araştırmalar, 2000 veya daha fazla kelime içeren makalelerin bulunduğu sayfaların, daha az kelime içeren bir makaleden daha fazla okuyucu aldığını göstermiştir.

Ancak yüksek kelime sayısı tek başına yeterli değildir: içerik, kullanıcıların sahip olduğu tüm soruları yanıtlayacak ve bununla ilgili soruları yanıtlayabilecek kadar eksiksiz ve zengin olmalıdır.

Ayrıca, kullanıcılar bir web sayfasında ne kadar çok zaman harcarsa, Google’ın o sayfayı daha fazla organik trafikle ödüllendirme olasılığı o kadar artar.

İdeal olarak, sitenizin her zaman Google’ın ve sıralama algoritmasının gözünde çalışması için sürekli olarak yüksek kaliteli içerik yayınlamalısınız.

Konunun rekabeti ve işlendiği dil elbette bunu etkiler.

Şöyle söylemek gerekirse, 1.300 kelimeyle 1.800 kelime arasında yazılan bir makale ideal olanıdır.

13. Yapay zekayı bilip kabul etmek

Yapay zeka (AI), günümüzün en önemli teknolojilerinden biri ve tüketiciler için benzersiz ve kişiselleştirilmiş deneyimler yaratmak için çok çeşitli endüstrilerde kullanılmakta.

Google gibi şirketler, kullanıcılarına daha iyi arama sonuçları sağlamak için yapay zeka kullanıyor.

Peki AI nasıl Google’ın algoritmalarında yeni norm haline geldi?

Ağır teknik yönlere girmeden şöyle söyleyelim, yapay zeka, yayınlanan makaleleri değerli kılan ya da değersiz kılan özellikleri aşamalı olarak öğrenmiştir.

Ardından, AI bu web sayfalarını otomatik olarak sınıflandırır ve çok iyi bir doğrulukla sıralamalarını belirler. Bu zaten bir gerçek; Şu anda, Google gibi şirketler bu teknolojileri uygulamakta.

14. Diğer arama motorlarının kullanımı

Şu anda Google, mevcut en iyi internet arama motoru olarak kabul ediliyor ve kullanıcı deneyimlerini iyileştirmek için platformunu sürekli olarak güncelliyor. Ancak Google ile rekabet eden başka arama motorları var mı?

Google’ın popülaritesini kaybetmesi pek olası olmasa da, başka arama motorları da var.
Amazon gibi platformlar, içeriğinizi YouTube, DuckDuckGo ve Bing gibi daha küçük arama motorlarının yanı sıra standartlarınıza göre optimize etmenizi gerektirir.

Bu nedenle, sitenize içerik göndermeden önce, diğer arama özellikli platformlarda iyi sıralanabileceğinden de emin olsanız iyi olur.

Sonuç

Günümüzde SEO, sektör ne olursa olsun şirketler için çok önemli bir uygulama. Bu sadece anahtar kelimeleri kullanmakla ilgili değil, aynı zamanda kullanıcılar için içeriği optimize etmek anlamına da geliyor.

Ne de olsa Google, bilgileri hedef kitlenin, yani kullanıcıların nasıl davrandığına göre işleyen ve daha doğru hale gelen bir arama motoru; bu, her yıl bilgilerin İnternette yayınlanma şeklini değiştiren yeni trendlerin ortaya çıktığı anlamına gelmekte.

Bu özellikler, tüm kullanıcıların sorularına saniyeler içinde yanıt alabilmelerini sağlamaya dönük bir gelişme.