Biyodinamik Tarım Nedir? | Organik Tarımdan Farkı Nedir?
Biyodinamik tarım nedir sorusuna en anlaşılır olarak şu şekilde cevap verebiliriz: Bir alan düşünün; üzerinde yem bitkileri üretimi ya da sebze/meyve yetiştiriciliği yapabileceğiniz araziler, kanatlı, küçükbaş ve büyük baş hayvanların barındığı kapalı alanlar ve gezindiği meralar var. Bu işletmeden elde ettiğiniz gübreler ve biyo-preperatlar ile ekim yaptığınız arazilerin gübre veya kompost ihtiyacını karşılıyorsunuz. Kimyasal gübre ve ilaç kullanımı yapmadan tamamıyla kendi kendini döndürebilen bir çark inşa ediyorsunuz. İşte bu kendini idame edebilen üretim şekline Biyodinamik Tarım adı veriliyor.
İsim çok modern ve teknolojik gibi görünse de aslında köken olarak tarımda kullanılan en eski yöntem, Organik Tarım’ın tarımın da atasıdır kendisi.
Bu üretim şeklinde tarımsal işletme kendi içerisinde yaşayan bir organizma, kendini idame eden bir canlı gibi düşünülebilir. Her işletme kesinlikle aynı olacak diye bir şart yoktur. Her işletme kendine özgüdür ve kapalı bir döngüye sahiptir. Biyodinamik tarım, dışa bağımlılığın sıfır olduğu bir üretim şeklidir. Doğru döngü, ürün çeşitliliği, kendi gübre ve yemini üretme adımlarının tamamlanması ile olur.
Biyodinamik üretim sisteminde;
- Doğal kaynakların gereğinden fazla kullanılmasının önüne geçilmesi,
- Uzun süreli ve sistemli bir münavebe programı yapılması,
- Çok yönlü ve çeşitli hayvancılığın yapılması tercih edilmeli ve amaçlanmalıdır.
Ayrıca eğer okumadıysanız bu da ilginizi çekebilir : Doğal koruma yöntemi gülleci bulamacı nedir?
Biyodinamik Tarım Sahte Tarım Mıdır Peki?
Dünyada belli bir otorite kesimin sahte tarım olarak adlandırdığı Biyodinamik tarım, aslında organik tarım ilkelerinin manevi ve mistik inanışları barındıran ekolojik ilkelerle birleştirilerek yapılması işlemidir. Yani aslında yaş itibariyle organik tarımın babası/atasıdır diyebiliriz.
Anti-Biyodinamik tarımcıların, yani bu yönteme karşı çıkan kesimin savunduğu; iddiaya göre ise, Biyodinamik tarım yöntemleri sağlam bilimsel kanıtlardan uzak Ezoterik öğreti sistemleri olup, insanların inandığı doğa yasaları, evrenin gerçekliği ve mistik inançlar üzerine kurulmuş olması sebebiyle sahte bilim olarak da adlandırılmaktadır.
Bunu kanıtlar nitelikteki savlarından birisi de, Kaliforniya’da bir şarap üretim tesisinde ortaya konan ve kalitenin araştırıldığı uzun zamanlı bir çalışmada, biyodinamik yöntemler ile organik yöntemler arasında her hangi bir verim farkı elde edilememiştir.
Yine Kaliforniya’da ticari üretim yapan bir bağda, toprak kalitesindeki değişim, omca başına verim, omca başına salkım ve meyve dane ağırlığı gibi kritik değerlerde biyodinamik tarım ile organik tarım arasındaki kıyaslamada bir fark elde edilememiştir.
Biyodinamik Tarım ve Konvansiyonel Tarım Arasında Fark Var Mıdır?
Biyodinamik üretim şeklini savunan üreticiler şarabın tat, renk, berraklık ve raf ömrü gibi kalite kriterlerinde fark olduğunu iddia etmektedirler. Fortune tarafından organize edilen bir buluşmada, Master of Wine ( Şarap Üstadı ) ve şarap servis şeflerinden oluşan 7 kişilik ekibe 10 çift biyodinamik ve konvansiyonel yöntemlerle üretilmiş şarapların kör tadımı (gözler bağlı şekilde) yaptırılmıştır. Tadım işlemi sonucunda biyodinamik yöntemlerle üretilen şaraplardan dokuzunun, konvansiyonel yöntemlerle üretilen muadillerine kıyasla daha üstün olduğu sonucuna varılmış.
Ayrıca şarap eleştirmenleri, biyodinamik yöntemlerle üretilen şarapların bölgesel işaretinin belirlenmesinde kullanılan doku, aroma ve tadın konvansiyonel yöntemlerle elde edilen şaraplara kıyasla daha iyi olduğunu ifade ediyorlar. Eleştirmenler Biyodinamik Tarım yöntemi ile üretilen şaraplarının yüksek kaliteye sahip oluşunu kabul ediyorlar.
Ancak bu kalitenin ortaya çıkmasına sebep olan sağlıklı bağların ve şarapların biyodinamik uygulamaların omurgasını oluşturan maneviyat ve mistisizmin mi sebep olduğu konusunda soru işaretleri bulunmaktadır. Aynı kalite Organik Tarım uygulamaları ile de elde edilebilir miydi sorusu da sorulmaktadır! Aynı şekilde uzmanlar, biyodinamik tarım ile elde edilen başarının sebebini, işletme sahiplerinin titiz ve yüksek kaliteli işçilik uygulayarak yaptıkları çalışmalara bağlamaktadırlar.
Sonuç neye inandığınız ile alakalı…
Yukarıda bahsi geçenlere göz attığımızda şöyle bir sonuç ortaya çıkıyor; inanmak istediğimiz ne ise aldığımız sonuç da onunla çok fazla şekilde bağlantılı oluyor. Fakat ortada bir gerçek var ki, bilimsel gerçeklikle desteklemeye çalıştığımızda cevaplanamayan sorular ve boşluklar ortaya çıkıyor. Evrenin enerjisi, doğa ve insan arasında bir bağlantıya inanan kesimden iseniz, bu üretim yöntemi tam size göre.
Yukarıda Biyodinamik Tarım hakkında kendimizi biraz sorguladıktan sonra anlatmaya devam etmek isterim.
Yukarıda Biyodinamik Tarım’ın atası olarak bilinen Rudolf Steiner’in fotoğrafı yer almaktadır. Bay Steiner’in çok fazla alanda uzmanlığı ve çalışmaları bulunmaktadır. Kendisini eğitmen, araştırmacı, yazar, filozof ve bir sanatçı olarak tanımlayabiliriz. Fenomenoloji, holizm ve monizm üzerine eğitim almış; Metafizik, Epistemoloji, Bilim felsefesi, Ezoterizm, Hristiyanlık, Masonluk gibi konularla ilgilenmiş; Antroposofi, Antroposofik tıp, Biyodinamik, Eurytmhy ve Waldorf eğitimi gibi önemli fikir ve uygulamalar üzerine imzası yer alan çalışmaları bulunmaktadır.
Bunu da okumak isteyebilirsiniz: Demir Tozu gübresi nedir? Bitkilere demir tozu ne zaman verilir?
Biyodinamik Tarım ile Kozmos Arasında Bir Ritim Mi Var?
Biyodinamik Tarım üretim şeklinde bütün doğanın evren – kozmos – ile bir bağlantısı olduğuna inanılıyor. Yaşam, titreşim ve yaydığımız enerjiden ibarettir.
Bu inanışa göre insan olarak, uyku, beslenme programı, sağlığımıza ya da ruh halimize göre günlük, aylık ya da yıllık yaşantımızda farklılıklar yaşıyor, bu farklılıklar bizim anlık davranışlarımızı etkiliyor veya fonksiyonlarımız da farklılıklara yol açıyorsa, doğanın da kozmos ile bir bağlantısı olduğuna ve bitkilerin yaşamsal ritmine etki ettiğine inanılıyor.
Bitkilerin günlük bir çalışma sistemi ve ritmi vardır. Ama nasıl?
Gün doğumu ile yerden göğe yükselen güneş ile köklerden bitkinin uç yapraklarına doğru öz suyu akışı olur. Sabah saat 08.00 – 09.00 gibi bitkileriniz canlı – kanlı parlak bir görüntüdedir. Öğleden sonra ise, yapraklardan kök bölgesine doğru öz suyu akışı başlar. O sebeptendir ki öğleden sonra bitki yapraklarında solma ve mat bir görüntü oluşur. Temelde bu nedenledir ki sevgili dostlar, meyve, sebze hasatlarının %99’u sabahın erken saatlerinde yapılır ve günlük hasatlar öğleden sonra 14.00 – 15.00 saatleri gibi bitecek şekilde planlanmaya çalışılır.
Evrenin bir ritmi, dünyanın bir döngüsü vardır. Dünyamızı oluşturan dört element (hava, su, ateş, toprak) düşünülerek, tarımsal üretimi de tabiri caizse elementlere ayırdığımızda, ekim/dikim, gübreleme/bakım, hasat ve münavebe ortaya çıkıyor. Biraz felsefi açıdan baktığımızda aslında hepsi kendi içerisinde ayrı bir dünya. Bu konulardan bahsetmeye başlarsak ayrı bir yola gireceğimizin sizlerde farkındasınızdır. Bu sebepten devam ediyorum…
Evren Enerjisinin Tarım Üzerine Etkisi Nedir? Ay Takvimi Ne İşe Yarar?
Size biraz Ay Takvimi hakkında bilgi vermek istiyorum. Anlamları nedir? Hangi zamanlara denk gelir. Bilmeyen arkadaşlar için kafalarında bir fikir oluşmasına yardımcı olacaktır.
Yeni Ay: Dolunaydan sonra, her geçen gün ay küçülür ve sonunda kaybolur. Bu kayboluş 3 gün sürer. Kayboluş sonrası yeni ay döngüsü başlar ve buna da tahmin edeceğiniz üzere yeni ay denir. Yeni Ay döneminin doğaya güçlü etkileri olduğuna inanılır. Bu süreçte Doğa ana yer yüzündeki bitkilere enerjisini vermeye başlar ve bitki öz suyunu uyarır. Hastalıklı dalları budamak için uygun bir zamandır.
Büyüyen Ay: Yeni Ay’dan bir hafta sonra meydana gelen, ayın yarım daire ( sol tarafı karanlık ) şeklini alması durumudur. Bitki öz suyunda köklerden yapraklara doğru hareketlenme başlar. Toprak üstü mahsulleri yenen bitkilerin ekimi, dikimi ve uygulamaları için ideal zamandır. Şifalı bitkilerin etkisi de artar bu dönemde.
Dolunay: Yeni Ay döneminden 14 gün sonra gerçekleşen olaydır. Bu dönemde çok güçlü bir enerjinin serbest kaldığına inanılmaktadır; lakin evrende de denge hakimdir. Burası çok önemli!! Kökleri tüketilen bitkilerin bu dönemde hasat edilmesi tavsiye edilir. Gübreleme ve sulamanın en etkili olduğu dönem olarak görülmektedir.
Küçülen Ay: Dolunaydan sonra yaklaşık bir hafta içerisinde meydana gelen ve ayın yarım daire ( sağ tarafı karanlık ) şeklini alması durumdur. Bitkilerde öz suyun yapraklardan köklere doğru ilerlediği dönemdir. Kökleri yenen bitkilerin ekimi ve bakım işlerinin yapılmasının tavsiye edildiği dönemdir.
Biyodinamik Tarım’da otorite olarak kabul edilen kişilerden birisi olan Maria Thun, 1960’lı yıllarda kendine ait sebze bahçesinde yaptığı gözlemler sonucunda bir takvim oluşturmuştur. 1963 yılında da ilk Ay Takvimi’ni çıkarmıştır. Sonra ki yıllarda da “Ekim Zamanları” adı altında takvim çıkarmaya devam etmiştir.
Diğer hazırlanan takvimlerden farkı ise; ayın siderik periyodunu dikkate alarak takvimi hazırlamasıdır. Bu siderik ay döngüsü 27,3 gün sürmektedir. Bu döngüde ayın konumu sabit değildir, eksen üzerinde her zaman aynı yükseklikte hareket etmemektedir. Bazen alçakta, bazen yüksekte kalabilmektedir. Aşağıda bu takvimin bir görseli bulunmaktadır.
Yukarıdaki görseli kısaca özetlemek gerekirse; Ay yükselmeye başladıkça, budama ve hasat işlemleri yapılır. Ay kaybolmaya başladıkça da tohum ekimi, fide/fidan dikimi ve bakımı gibi işlemler yapılır.
Maria Thun, Ayın Siderik Periyodu’na ve yıldızların gök yüzündeki dizilişine göre bitkileri 4 farklı sınıfa ayırmıştır.
Bitki grubu | Gezegen | Grubu / element | Örnek bitkiler |
Kökleri yenen bitkileri | Boğa, başak, oğlak | Toprak | havuç, turp, pancar, kereviz, şeker pancarı, soğan, patates, şalgam gibi.. |
Yaprakları yenen bitkiler | Balık, akrep, yengeç | Su | Marul, lahana, pırasa, maydanoz, ıspanak, |
Çiçekleri değerlendirilen bitkiler | İkizler, terazi, kova | Hava | Brokoli, karnabahar gibi. Ayrıca bitkilerinizi çiçek açtıkları zaman kesip vazoya koyarsanız, kokusunun en yoğun olduğu zamanı yakalamış olursunuz. Bitki uzun süre de taze kalır. |
Meyvesi yenen bitkiler | Koç, aslan, yay | Ateş | Yumuşak/Sert Çekirdekli, üzümsü, taş kabuklu meyveler, tahıllar, fasulye, bezelye, soya, mısır, domates, salatalık, kabak gibi sebzeler |
Yukarıda Biyodinamik Tarım’ın tanımı, Ay Takvimi’nin ne olduğu, nelerden oluştuğu, ne işe yaradığı hakkında bilgi vermeye çalıştım.
Biyodinamik Tarım’ın Temel Uygulamaları
Biyodinamik tarımda organik tarımın bütün esasları baz alınır ve uygulanır. Biyodinamik tarımı Organik tarımdan ayıran farklar; kozmik güç, homeapati (bitkisel, hayvansal ya da mineral bileşenler ile hazırlanan doğal ilaçlar) ve hazırlanan preparatlardır.
Farklı Bir Pencereden Bakalım Mı?
Biyodinamik Tarım, Rudolf Steiner adında zeki, çalışkan, yaratıcı ve inovatif yönü çok fazla olan bir sanatçının eseridir. Çünkü dünyada olmayan bir üretim şeklini bir çok farklı çalışma alanı ile sentezleyerek ortaya çıkarmayı başarmıştır. Var olmayan bir yöntemi dünyaya getiriyorsunuz. Tek kelime ile muhteşem.
Rudolf’un Bunu yapma sebebi; çiftçilerin şikayetleri üzerine 1900’lü yılların Avrupa’sında bozulduğu düşünülen doğal denge, üretilen ürünlerin tadının artık eskisi gibi olmadığı düşüncesi ve kimyasal gübre kullanımının artması (!). Dikkatinizi çekmek isterim; günümüzden yaklaşık 100 yıl öncesinden bahsediliyor. Şu an ki durumu artık siz düşünün.
Biyodinamik Tarım yukarıda da bahsettiğim gibi Organik Tarımın babasıdır. Tam bu noktada, akıllara hemen şu soru gelmiyor mu? Neden organik tarım bütün dünyada kabul gördü ve kullanıldı da Biyodinamik Tarım tozlu raflarda bırakıldı ya da Organik Tarım kadar göz önünde yer almadı?
Bu soruya şöyle bir yorumum olacak: Biyodinamik Tarım üretim yönteminde ay takvimi, ay takvimi ile gelen evrenin dünya üzerine yaydığı inanılan kozmik güç, homeapati (bitkisel, hayvansal ya da mineral bileşenler ile hazırlanan doğal ilaçlar) ve hazırlanan preparatların temeli, tamamıyla manevi duygu ve düşüncelerdir. O zamanın dünyası gözler önüne geldiğinde daha materyalist ve rasyonel kesimlerin çoğunlukta yönetimde olduğu bir düzende Biyodinamik Tarım kendini gösterememiş ya da geri plana itilmiş olabilir.
Günümüzde elverişli tarım yapılabilir alanlar ve kaynakların yeterliliği sorgulandığında ekilebilir alanlar için takip edilecek yollarda kafama takılan çok fazla soru ile karşılaşıyorum. Biraz pembe bir dünya gibi geliyor bana. Çünkü dünyada kalbur üstü ya da ekonomik gücü yüksek fazla kesimin ihtiyaçlarını karşılamak için üretilen üzüm, şarap ya da sebzelerin daha kaliteli olabilmelerini sağlamak için düşünülen bir uygulama. En kaba tabir ile ‘zengin işi’ de diyebilirim.
Bunu deme sebebim, kanıtlanabilir uygulamalar ve sonuçları üzerine çalışan sistemlere olan inancım ve çalışma prensibimdir. Fakat, böyle bir gerçeği görmezden gelemem, çünkü dünya üzerinde bu sisteme inanan ve uygulamasını yapan çiftçiler, büyük çaplı tesisler var.
Bir sonraki yazımda ise, Biyodinamik Tarım preparatları hakkında bilgi vermeye çalışacağım. Takipte kalın sevgili dostlar.